fbpx

Hayat kısa aslında. Bir de bugünlerde şu kısacık hayatımızı evlere sığdırmaya çalışıyoruz. Hadi bedenler sığdı evlere de kalp sığar mı, akıl sığar mı eve? Sığmaz, sığmasında.

 

Kendinle kal düşün bakalım, aklının erdiği şeyler nerede seni şaşırttı bir yerden sonra? Aklım almıyor dediklerin kalbinde kaldı mı uzun bir süre boyunca? Dengeler şaştı mı yoksa denge de olmayan her şey bir bir oturdu mu hayatın içindeki boş alanlara?

 

Kimler yanında kimler değil baktın mı etraflıca? Hayat dur dedi sana ama sen ne kadar durdun bu yolda? Üretmeye devam ettin mi elinden geldikçe yoksa tüketmeye mi seçtin gücün yettikçe? Telefonu eline aldığında kimlerle konuşmayı seçtin? En çok kimden gelen telefon yüzünü güldürdü? Kim samimi geldi sana ya da sen samimi davrandın mı kendine?  Bencil çok insan mı var etrafında? Varsa kalsın mı hayatında? En çok kimi özledin kim nefes oldu yarınlarına?

 

Soracak çok soru, düşünmeye değer birçok şey var aslında…

 

Çocukluğumdan bildiğim ama zaman içinde ne yazık ki göremediğim yardımlaşma olayını anımsadım ben bugünlerde.  İnsanların birbirine saygısı vardı. Komşum “aç mıdır tok mudur?” diye düşünürdük. Mutfaklarını ekmek fırınına döndürüp, yaptıklarını fotoğraf çekip, “ekmek pişirdim grupları” ile paylaşanlar yoktu. Bakkaldan ekmek alırken bir de apartmanındaki yaşlı teyzesini düşünen güzel çocuklar vardı. Hangi ara olay buralara geldi? Biz bir şeyleri kaçırdık sanki.

 

Kendine yetebilmenin gururu olurdu. Eski toprak dediğimiz büyüklerimiz, kimseye yük olmadan görürdü işlerini. Şimdi her şey kocaman bir gürültü içerisinde. Tam bir kaos ortamı. Kim nerede, ne yapıyor karışmış durumda. Sahi, kendi gücümüzü fark etmeden yaşayalı kaç zaman oldu? Belki biraz bu sakinlikte kendi gücümüzü fark ederiz olmaz mı?

 

Hayatta kalmanın paraya bağlı olduğu bu dönemde kendini korumak istese de evinde kalamayanlar var. Onları düşününce “film izlemekten sıkıldım” , “evden çıkamıyorum bunaldım” cümlelerini kurmak nasıl da utanç veriyor bana. Tek derdimiz bu olsun. Evindesin işte.  Aç değilsin açıkta değilsin. Senin bir telefonla istediğin ürünü kapına getiren kişiye, kendini unutup hastaların sağlığı için uğraşan doktor ve sağlık personeline hayat borcun çok bir kere. Acaba bugün bununla mı başlasan evinde kaldığın güzel zamanlara şükretmeye.

 

Karantina altında olduğumuz bu kötü günlerde iyi tarafından bakmak lazım olaylara. Durumlar zaten yeterince karışık.  Güzel bir arınma zamanı şimdi. Hırsları biraz törpülemek, sağlık için şükretmek, huzuru kendi içimizde bulmak için güzel bir ara bence.

 

Sağlık olmadan ne para olur, ne huzur olur ne mutluluk olur. Biraz daha sabır sonrası huzur. Sen #evdekal ama #hayattakal canım kendim.

Seçil'ce Bir Şeyler

Categories:

Comments are closed